YAZILAR

Sevgi Öğretmenim

O’nu ilk kez Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesinde tanımıştım.Henüz lise birde iken dersimize giren onca öğretmen arasında Türk Dili ve Edebiyatı dersimize gelmişti kendileri.Henüz okul açılalı 3 ay olmuştu ama iki edebiyat öğretmeni değiştirmiştik.Ve Sevgi Hoca üçüncü Edebiyat öğretmenimiz olarak bizimle tanışmıştı.

Seksenli yılların başıydı. Oldukça hareketli bir sınıfımız vardı. Bazı öğretmenlerin canının sıkıldığı,otorite zaafının sık sık yaşandığı bir sınıftı 4-S sınıfı.Ergenlik sendromlarının ayyuka çıktığı, bazen laubali tavırların tavan yaptığı, dersten ziyade dersi kaynatmanın daha zevkli olduğu bir dönemdi. Derslerin boş geçmesi kadar derslerde bir şey yapılmaması öğrenciye ne kadar zevk verdiğini görmek için o dönem gitmek yeterli olurdu.

İşte böyle bir sınıfa gelmişti Sevgi Gökdemir.
İlk görüşmeler her zaman temkinli yaklaşmalarla başlar. Öğrenci öğretmenini tanımak ister bir şekilde. Sınıfa bir sessizlik hâkim olur ilkinde.
Sevgi Hoca meraklı bakışlar altında öğrencilerini selamlayarak, yüzünde zarif bir tebessümle sınıfa girdiğinde gayri ihtiyari hepimizde bir saygı oluşturdu. Çok uzun olmayan bir boy, kısa ama toplu saçlar, son derece şık bir kıyafet, kendine özgüvenin kattığı ama asla mütekebbir olmayan bir yürüyüş, ilk göze çarpan hususiyetleriydi.

İki edebiyat öğretmeninden sonra yeni gelen hocamızın ne diyeceğini merak ederken konuşmaya başladı Sevgi Gökdemir.
Kendisini tanıtırken seçtiği kelimeler, konuşurken Türkçeyi tertemiz telaffuzu, sanki onun ağzından çıkan başka bir sözcüğe bürünüyordu. Seçtiği sözcüklerdeki anlam zenginliği o ana kadar kullanamadığım nice kelimelerin de benim hayatıma girmesine sağlayacaktı. Hocamız konuşmaya başladı ama sınıf adeta lal kesilmişti. Herkes hayranlıkla onu dinliyor, konuşmasının nereye gideceğini merakla takip ediyordu. Nasıl geçtiğini anlamadan bir ders çoktan bitmişti bile. Sevgi öğretmen adıyla bütünlemiş dilindeki sevgiyle gönlündeki sevgiyi mezcetmiş gerçek bir muallimdi. Dersten sonra hepimiz adeta ağız birliği edercesine bu nasıl öğretmen ne yaptı böyle bize demekten kendimizi alamamıştık.

Bir sonraki dersi iple çektik adeta.
Hoca her derste yeni bir şey öğretiyor ve öğrenilen şeyler bize zevk veriyordu. Her öğrencinin adını çok çabuk öğreniyor ve isimleri sık sık söylüyordu. Bir insana en güzel gelen kelimelerden biriside hiç kuşkusu kendi ismi olduğu gerçeği hocamız tarafından ne de güzel icra ediliyordu. Daha derslerinin ilk haftalarında verilen ödevler canhıraş birhalde yapılır ve hocanın gözüne girmeye çalışılırdı. Öyle ki aruz vezni kalıplarını tahtaya yazmış ve o dönemin not sistemi olan onluk sisteme göre kalıpları ezberleyecek tüm öğrencilere tam not vereceğini söylediği ertesi derslerde bütün öğrenciler adeta yarışırcasına tahtaya kalkmak istediklerini bugün gibi hatırlarım. Sınıfın her alanını etkin kullanan, öğrencileri arasında asla tarafgirlik yapmayan, adalete riayette hassas bir davranış sergileyen,not verirken öğrenmeye teşvik eden, Türkçe aşığı,edep timsali bir edebiyatçı idi Sevgi Gökdemir. Türkçenin onun dilinde ayrı bir güzelliği olurdu. Biz hep onu hayranlıkla dinler dersin bitmesinden üzüntü duyardık.

O öğretmenliği bilgi aktarmanın çok ötesine taşımış, edebin, ilmin temsilcisi olmuştu. Yüksek sesle konuştuğunu hiç görmemiştik. Bir kez bile öğrencilerini azarladığına şahit olmamıştık. Yine ne enteresandır ki o yaramaz öğrenciler diye isimlendirilen öğrencilerde ona karşı en ufak bir saygısızlık yapmamışlardı. Bunu nasıl başardığı bir sır gibi görünse de o sevgi öğretmendi. O seviyordu öğrencilerini. Sevgini belli ediyordu bir şekilde. Her haliyle, duruşuyla, tavrıyla üslubuyla nice gönüllere girmesini başarmış gerçek bir eğitimci ,Türk dilinin muhtevasına vakıf ,mesleğini icrada son derece mahir bir kahramandı.

Dersime girdiği o yıl ne kadar şanslı olduğumu, ondan ders alabilmenin ne büyük fırsat olduğunu sonraki yıllar daha da iyi anlamıştım ama o şansı bir daha bulamamanın ıstırabını hep yaşamıştım.

Sevgi öğretmenim maalesef amansız bir hastalık nedeniyle 2011 yılında vefat etti. Şimdi onu çok daha iyi anlıyorum. Ama onun ölümünden aylar sonra haberdar olmanın getirdiği burukluk, onu tekrar görememenin yaşattığı mahcubiyet, O’na olan özlemi daha da arttırıyor.

Sevgi öğretmenin yattığınız yer nurlarla dolsun. Sizden sonra hasbel kader sizin mesleğinizi icra eden bir öğrenciniz olarak bunca yıl sizi hayırla yad ediyorum. Bana katığınız güzelliklerin kat ve katını güzeller güzeli rabbimizden görmeniz dileğiyle size rahmet diliyorum. Sizin yanınızda bir müsvedde gibi duran bendeniz biçarelerin sizden öğreneceği ne kadar çok şey vardı. Bir nesle sadece muallimlik değil edebinizle, hanımefendiliğinizle, kültürünüzle, değerlerinizle nice güzellikler kattınız. Sizi çok özlüyorum.Bir tohum gibi saçtığınız nice güzellikleri hiçbir şeyin kaybolmadığı gerçek alemde toplamanız dileğiyle…

Tasarım: mbirgin